30 Ağustos Zafer Bayramı

Category: ,

HER ŞEY YETERLİ OLSUN

Category:

Seni ayakta tutmaya yetecek kadar
Güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim
Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana
Yetecek kadar güneş diliyorum.

Güneşi daha çok sevmene
Yetecek kadar yağmur diliyorum.

Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar
Mutluluk diliyorum.

Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş
Gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum.

İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar
Kazanç diliyorum.

Sahip olduğun her şeyi takdir etmene
Yetecek kadar kayıp diliyorum.

Son "Elveda"yı atlatmana yetecek kadar
"Merhaba" diliyorum

NOT : İstifa haberimden sonra Tuğçe Esener bu maili gönderdi bana. Ben de herkes için dilemek istedim ve buraya yazdım.

Çok teşekkür ederim Tuğçe

Logo

Category:

mothandmoth notu : Pazarlama Sözlüğü konu başlığını, yorumsuz olarak, yalnızca terimlerin karşılıklarını yazarak oluşturuyoruz. Sizler yorumlayın diye....

Terim 7 : Logo

Açıklama : İki veya daha fazla tipografik karakterin sözcük şeklinde okunacak biçimde bir araya getirilmesinden oluşturulan simgedir.

Kaynak

not : aklıma googlebizelogoyapsana için gönderilen logolar geldi.

17 Ağustos vesilesi ile Deprem

Category: , ,

Konuk Yazar : Jeo. Müh. Berivan Özbay

mothandmoth notu : 17 Ağustos depremini bilimsel bir deprem yazısı ile anmanın çok daha anlamlı olacağını düşündük. Sevgili Berivan' a çok teşekkür ederiz.

Deprem, levha sınırları ve aktif sismik bölgelerde kilometrelerce derinlerde meydana gelen yer hareketidir. Levha sınırları olarak adlandırılan kıtasal ve okyanusal kabukların birbirine göre hareketleri sonucunda oluşan depremlerin büyüklüğü Richter ölçeği ile ifade edilir. Depremin şiddetinin ölçülebilmesi açısından, yerin sarsılması, deprem karşısında insanların verdikleri tepkilerden ya da binalarda meydana gelen hasarlardan çok daha doğru bir ölçüdür. 1'den 9'a kadar numaralanan Richter ölçeği logaritmik bir ölçektir, yani bir depremin etkileri, ölçeğin derecesi ile birlikte artar. Ölçekteki her birlik bir artışa karşılık, yer sarsıntısında 10'un katları şeklinde artan bir büyüklük söz konusudur. Yani 5 şiddetine kadar çok hasar vermeksen 5 den sonra ciddi tahribatlara yol açabilir.

5- 5,9 ufak çaplı atom bombası etkisi yaratır, insanlar tarafından hissedilir, bacalar ve mobilyaların devrilmesine neden olur.

6- 6,9 büyük çaplı atom bombası, sahil kenarlarında Tsunami görülebilir, hissedilmemesi söz konusu değildir. Evlerde yıkılma görülebilir.

7- 7,9 göktaşı çarpması gibi de hissedilebilir. Deprem merkezi ciddi hasar görür. İnsanların şok ve panik içinde davranmasına yol açar.

8- 8,9 büyük bir yıkım, ev içinde ve dışında ölüm tehlikesi demektir.

9 ve üstünde ise insan eliyle yapılmış her şey yıkılmış demektir. Tektonik levhalarda kırılma ve kayma meydana gelir. Kıyamet olarak da adlandırılabilir. 24 Aralık 2004 Sumatra depremi 9,5 magnitüdlü olarak kayıtlardadır.

Yerkürede oluşan yıkıcı depremlerin büyük kısmı faylarla ilişkilidir. Eğer bir kırığın iki tarafındaki kayaçlar birbirlerine göre gözle görülür miktarda hareket etmişlerse bu kırığa fay adı verilir. Fayların boyutları birkaç cm den birkaç bin km ye kadar değişebilir. Fayların boyu depremin büyüklüğü ile logaritmik olarak orantılıdır. Büyük ve sığ depremlerde yeryüzünde görülen fayın boyu yüzlerce km ye erişebilmektedir. Örneğin 1939 Erzincan Depreminde oluşan fayın boyu 360 km olup üzerinde en büyük yer değiştirme ise 750 cm olmuştur.

Birçok fiziksel olguda olduğu gibi depremi tanımlamak için de bazı parametreler kullanmaktayız. Bu parametreler geleneksel anlamda 4 tanedir. Bunlar depremin oluş zamanı, episantr (üst merkez) koordinatı, hiposantr (odak, iç merkez) derinliği ve büyüklük olarak tanımlanır.

Depremin oluş zamanı; fiziksel anlamda oluş zamanı fay üzerinde ilk kırılmanın olduğu andır. Depremle ilgili araştırmalarda depremlerin tarih ve GTM (Greenwich saati) ye göre oluş zamanının belirlenmesi istenir. Odak noktası; depremi oluşturan ilk kırılmanın başladığı yeraltı noktasına depremin odak noktası ve bu noktanın yeryüzüne olan derinliğine de odak derinliği denir. Kırılma bu noktadan sonra sürer ve tüm fay üzerinde yayılmaya başlar. Depremleri odak derinliklerine göre 3 sınıfa ayırabiliriz.

Sığ depremler 0- 60 km derinliklerde olan depremlerdir. Orta derin odaklı depremler ise 60- 300 km derinlerde olur. 300 km den daha derin odak derinlikli depremler derin depremler olarak adlandırılır.

Ülkemizde iki fay kuşağı yer almaktadır. Bunlar Kuzey Anadolu Fay hattı (KAF) ve Doğu Anadolu fay (DAF) hattıdır. KAF batıya doğru saat yönünün tersine doğru dönen Anadolu levhası ile ona göre stabil sayılan kuzeydeki Avrasya levhası arasındaki sınırı oluşturmaktadır. KAF ın Türkiye boyunca kat ettiği mesafe 2000 km ye yakındır. Bu fay zonu Karlıova (Bingöl)’dan Yunanistan topraklarına kadar uzanmaktadır. Yapılan ölçümlerde KAF ın yılda 23± mm hareket ettiği bilinmektedir.

Hepimizin yakından tanık olduğu 1999 yılı içinde yaşadığımız iki büyük depremden ilki olan 17 Ağustos 1999 İzmit depremi, Kuzey Anadolu Fay zonunun Marmara Denizi içine doğru uzandığı batı ucunda meydana gelmiştir. 17 Ağustos depremi KAF boyunca bu yüzyılda meydana gelmiş olan ve batıya doğru kayan depremlerin yedincisidir. Bu dizedeki depremlerin aralarındaki zaman 3 aydan 32 yıla kadar değişmiştir. 1939 yılında başlayan bu depremler dizisi süresince fay zonunun 1000 km si kırılmıştır. Bir deprem meydana geldiği faydaki stresi azaltsa da çevresindeki fayların stresini arttırmaktadır. 17 Ağustos depremi batıda Hersek’ten, doğuda Sapanca gölünden geçerek Düzce’ye kadar olan faylar boyunca karada deformasyonlara sebep oldu. 7.4 büyüklüğüne sahip olduğu hesaplanan deprem sonucu hareket etmeyen fakat bölgede değiştirdiği gerilim dağılımı sonucu etkilenen alanlardan Düzce de 12 Kasım1999 tarihinde 7,2 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Gerilimin artmasına neden olduğu bir diğer alan olan Marmara denizi içindeki faylar da araştırmacılar tarafından muhtemel deprem beklenen alanlardan biri olarak görülüyor.

Depremlerin önceden tahminine gelince bilimsel olarak bu durum mümkün olmamıştır. Fakat sıcak ve mineralli su kaynakları genellikle derin dolaşımları nedeniyle oluşabilecek bir depremin önceden belirlenmesi için diğer verilerle birlikte dikkate alınması gereken önemli unsurlardan biridir. Deprem kuşağındaki Çin ve Japonya gibi birçok ülkede bu kaynaklardaki değişimler takip edilmektedir. Bu kaynaklarda deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında değişiklikler oluşabilmektedir. Bunlar bulanıklık, koku, renk, tat, sıcaklık, debi değişiklikleri, yeni kaynak oluşumları ve kimyasal olarak iyon ve gaz değişimleri şeklinde görülebilmektedir. Ciddi biçimde gözlem yapılarak uzun vadede sonuç alınabilinmektedir.

Doğal afetleri yaşamamız kaçınılmaz bir gerçek, önemli olan ciddiyetini fark etmek ve malımızı değilse de canımızı en az hasarla kurtarabilmek...

mekanist.net etohum da

Category:

Bu hafta etohum toplantısında mekanist.net' in kurucularından Ali Eyüpoğlu vardı. İyi ki de vardı çünkü daha önce sıktığım "limon" un ellerimde bıraktığı ekşi tadı yok etti. Mekanist.com 3 kişilik kurucu ekibiyle doğal bir girişim hikayesine sahip. Ancak sadece girişim hikayesi değil benim ilgimi çeken.

Mekanist' in başarılı olacak bu proje dedirten yanı; "vizyon". Katma değer yaratan ve tüm içeriğin kullanıcılar tarafından oluşturulduğu site hakkında yazmadan önce Ali Eyüpoğlu' nun konuşmasına başlarken söylediği başlıklara "yorumsuz" olarak değinmek istiyorum.

Ali Eyüpoğlu biraz açık sözlü olduğunu ifade ederek "türk internet kullanıcılarının ve projelerinin kalitesiz olduğunu düşünüyorum" cümlesini kullandı.

"Çok rahat bir biçimde sabah 9-akşam 18 bir iş bulabilirdik ama biz girişimci olmayı tercih ettik ve mekanist.net i yaptık."

"Savaşmayı seviyoruz ve kullanıcı ile savaşıyoruz. Kullanıcılar desteklemezse mekanist "çöp" olur"

Mekanist.com' fikrinin ortaya çıkmasını sağlayan durum, küçük ve orta ölçekli işletme olarak değerlendirebileceğimiz, reklam bütçeleri kısıtlı ve müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) konusunda becerilerini geliştirememiş olan hizmet "mekan" larının ihtayaçları olmuş.

Benim bu tarz projeleri çok daha fazla çekici bulduğumu bilmeniz gerekir. Özellikle yatırımcıların henüz uzaktan bile bakmadığı bu tarz deneyimlerin girişim olarak karşıma çıkması beni mutlu ediyor. Beni çekmesini sağlayan en değerli tarafı ise gelir modellerinin geleneksel kalemlerden oluşmaması. Çünkü yatırımcılara "banner, google v.b. reklam seçenekleri, e-ticaret" dışında da gelir getiren işlerin var olabileceğini kanıtlamanın tek yolu farklı gelir fonksyonlarına sahip projelerin var olması.

Mekanist kurucuları, gördüğü boşluğu doldurmak için 1 yıl önce yola çıkmış ve 3 ay öncede ilk ürünü servise vermişler. Aradığınız boyacıyı, restaurantı, kuru temizlemeciyi ve daha bir dolu içeriği mekanist.net adresinden keşfedebiliyor ve satın alma kararlarınızda değerlendirme kriteri olarak kullanabiliyorsunuz (henüz değil ama hedef bu.

Önümüzdeki dönemde grup oluşturma, mobile entegrasyon gibi süreçler de tamamlanmış olacak(mış). İstanbul dan daha fazla Ankara, İzmir ve Eskişehirlilerin içerik sağladığına dikkat çeken Eyüpoğlu, 5300 üyeye ulaştıklarını ve bunların 400 tanesinin en az bir yorum aktivitesinde bulunduğunu dile getirdi. Site günde ortalama 1300 trafik alıyor ve bu trafiğin çoğunluğu arama motorları üzerinden geliyor.

Ana gelir kaynakları açısından projeyi ele alacak olursak;

- site 6 ay daha ücretli hiç bir servis sunmayacak.
- Kullanıcı tarafında içerik yaratanlar "havuç"larla teşvik edilerek ortaya çıkacak olan sosyal verileri şirketlere CRM raporları ve çıktıları olarak satılıyor.
- Reklam : anladığım kadarıyla bu kalem banner v.b. gelir araçlarını karşılıyor.
- Sinema.com ve yemeksepeti.com sitelerle yapılan anlaşmaların yarattığı gelirler.
- SMS ve mobile sürecinden doğabilecek gelirler.
- Projenin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkacak durumdan kaynaklı alternatif gelir kalemleri.

Tüm bunların ardından toplantının son sorusu olarak gündeme getirdiğim "pazarlama" nerede? konusuna değinmeden edemeyeceğim. Türk start-up larının bana göre en önemli sorunu pazarlama stratejileri ve araçlarını hafife almaktır. Ali Eyüpoğlu' nun projeyi aktarırken heyecanla anlattığı kısımlarda bu konu maalesef işlenmemiş ve bu konuya dair sorulan bir soruya "pazarlama bütçemiz yok ama bütçemiz sıfır değil" cevabı verilmiştir. Sonrasında ise, Basın, toplantı katılımları, sticker marketing (ayrıntılandırılmamamıştır) cümleleri pazarlama araçları olarak beyan edilmiştir. Bu durumda herkese sormak istiyorum.

Pazarlama nedir?

Ali bey ve ortaklarına ortaya koydukları emek için çok teşekkür ediyorum.

Eksenim ziyareti sohbet notları

Category: ,

FriendFeed takipçileri kısa bir süre önce Mynet Eksenim' i yakın incelemeye aldığımı biliyorlardır. Eksenim projesinin gündeme geldiği ilk günlerde proje ekibinin heyecanına şahit olmuştum. Proje online olduğunda ilk üyelerinden birisiydim. Açtığım hesabımda ilk Eksenim arkadaşım Özgür Alaz' dı. Bugün geldiğimiz noktada Eksenim büyüdü ve yoluna devam ediyor.
Eksenim, Devletşah Özcan ve Erman Ağır' a emanet. Bende dün Onların daveti üzerine "3.officetalks" ziyaretimi gerçekleştirdim. Ancak bu ziyaretimde yanımda bir kaç yıl içinde adını çok daha sık duyacağımıza inandığım sevgili Sadık Kocabaşa' da vardı. Ve bakalım neler konuştuk...

- Öncelikle Devletşah ve Erman çok iyi bir takım. Görmeye değer bir iletişimleri var ve bu Eksenim için çok önemli görüşündeyim. Aynı zamanda ilk karşılama anında Devletşah' ın "papatya" ya benzemesine sebep olan sarı kıyafetleri çok güzeldi. Ve yine öğle yemeği saatinde Eksenimde bulunduğumuz için birlikte yemek yedik. Patlıcan bindalı tavuklu ve krem karamel unutulmaz bir lezzete sahipti. Mynet mutfak (bu adı kullanmalısınız eksenimde), 10 puan aldı diyebilirim.

- Devletşah, yeni Iphone karşılığında "kocası" ile ipod'unu (Ria hatırası) nasıl takas ettiğini anlattıktan hemen sonra Takas Merkezi' nin kurcalanması dedikodusu ile konuyu açtı. Bu durum ne kadar basit bir sorunmuş gibi dursada bir start-up çalışmasının daha yolun başında bu tarz bir durumla karşılaşmasını hoş bulmadım.

- Devletşah ve Erman' ın internet sansur ve kapatma uygulamaları ile ilgili herkes gibi rahatsızlıkları bulunuyor. Eksenim' in bu kapatmalar sonrası bazı servislerinin trafiklerinin artması onları mutlu etmemiş. Bu güzel bir bakış açısı. Zira daha önce kapatmalara ilişkin kapatmalardan mutlu ve bu süreci destekleyen kurumların var olabileceği görüşü ile Burak Büyükdemir' i dinlemiştim. Mynet onlardan birisi asla değil.

- Eksenim projesi ile ilgili Devletşah ve Erman' ı dinledim biraz. Eksenim incelemem için teşekkür edip, dışardan bir gözün konuya bakışının çok önemli olduğunu söylediler. Eksenim' in 5 yazılımcısı bulunuyor. Devletşah'ın "zaten normalde en fazla 7 kişilik yazılım ekibinin birarada çalışması verimli olabilir" görüşüne katılıyorum. Eksenim yurtdışında yaşayan çok sayıda türk' ün üye olduğu bir profil havuzuna sahip. Erman, 15-25 ve 35-45 yaş aralığında çok daha yoğun bir kullanıcıları olduğunu söyledi.

- Kullanıcıların içerik girme alışkanlıkları etkileyici. Hatta 1 kerede 10 fotoğraf yüklenebilmesi sağlandığı gün bir kullanıcının bir gün içerisinde 16.000 (onaltıbin) adet fotoğraf yüklemesi ve hemen ardından bir başka kullanıcının rekabete (prestij rekabeti diyorum ben buna) girerek 16.100 ü hemen ertesi gün yükleme başarısı beni çok etkiledi. Ben de incelemelerimde kullanıcıların bazılarının Eksenim' e içerik girmeyi kendilerine bir meslek edinmiş olduklarını gördüm.

- Eksenim projesi Mynet için çok değerli. Erman' a ofis koşullarını sorduğumda "biz çok gürültü yapıyoruz ve en çok ses çıkaran ekibiz. Sanırım bu diğer çalışma arkadaşlarımızı biraz rahatsız etmemize neden oluyor." cevabını aldım. Devletşah' ın varlığı buna en büyük neden olabilir diye düşündüm o anda:). Ancak şunu hemen eklemek istiyorum. Eğer Eksenim tarzı bir proje yapıyorsanız ve yaratıcı bir ekiple bunu yönetiyorsanız, onlara mutlaka ayrı bir mekan temin etmelisiniz. Aksi halde hem diğer çalışanlarınız hemde projeniz bu koşullardan olumsuz etkilenecektir. Mynet bu noktada Eksenim öneminde bir proje için gerekli koşulları umuyorum en kısa zamanda oluşturur.

- Eksenim Türkiye koşullarında ortaya çıkmış bir proje. Elbette ki sorunları arasında "yazılım geliştirme" konusuda var bu nedenle. İyi bir yazılım ekibine sahip olmasına karşın bazı düşüncelerinin hayata geçirilmesinde zorlandıklarını biliyorum. bu noktada Burak Büyükdemir' in "insan yönetimi" cümlesi geliyor hemen aklıma. Bana göre proje yöneticileri aynı zamanda yazılım sürecinden de sorumlu halde konumlanmamalı ve bu konu farklı bir "insan yönetimi" süreci ile aşılmalı görüşündeyim. Fikir beyan edenler aynı zamanda yazılım sürecinin de içinde yer alıyorlarsa iki sorun ortaya çıkacak demektir.

1- Yakın çalışma koşullarının doğru "insan yönetimi" ne imkan kılmaması
2- Fikir vericinin "google da şunu da gördüm, bu site de bunu da gördüm" lerinin yazılım ekibini "demoralize" ederek yazılım geliştirme sürecini olumsuz etkilemesi. Bu durumda fikir yazılım ekibine gitmeden önce mutlaka elekten geçirilmiş ve çok yönlü düşünülmüş olmalı sonucuna varıyorum.

- Sadık' un Sunumax'i ile yakından ilgilenen Eksenim' i tebrik etmek istiyorum. Zira bu yeni bir bakış açısı. Sohbetimiz sırasında bu uygulamanın Eksenim uyarlamasının beni de çok heyecanlandırdını söylemek istiyorum. Umarım yakın zamanda bu konuda somut adımlar görebiliriz.

Tüm bu konuştuklarımız dışında 4 kişilik sohbetimizin küçük ayrıntılarını minik başlıklarla eklemek istiyorum.

1- Hepimiz Özgür Alaz' ı çok seviyoruz
2- İçerik yöneticisi Nadin, çok sevimli ve çalışkan bir karakter
3- 29 Ağustos Devletşah' ın evlenme yıldönümü
4- Yakında Eksenim 2 yeni servis açacak
5- Bir ara "erkek adam gecelik giyer" diye bir not almışım
6- Erman, Fin hamamlarını Devletşah, Türk hamamlarını çok seviyor
7- Mynette 105 kişi çalışıyor.

Ev sahibi olarak benden tam not alan Eksenim ekibine çok teşekkür ediyorum.

Refik Çağlayan ile sohbet

Category: ,

Refik Çağlayan; bir "Mobile Monday" gününde sunumu ile beni etkileyen, mobil sektöre bakışı ile fikirlerine önem verdiğim değerli biri. Geçtiğimiz günlerde 4play ofisini ziyaret ettim ve kendisi ile gelişen mobile pazar v.b. konularda sohbet ettik. Daha önce Burak Büyükdemir ile yaptığımız sohbet notlarını aktardığım gibi bu sohbeti de aktarmak istedim. Henüz takip ederek bilgi sahibi olmaya çalıştığım bu dünyaya ilişkin ufkumu açacak önemli noktalar tespit ettim bu sohbette.

Aynı zamanda bu ziyaret etohum, geeklunch ve maslunch gibi toplantılardan sonra "OfficeTalks" adı ile önümüzdeki günlerde farklı ziyaretler yapmamın da gerektiğini öğretti bana. Başbaşa yapılan değerlendirmeler çok şey öğretiyor kesinlikle.

- Refik, mobile pazar ile ilgili olarak işlerinin zor olduğunu söylüyor. Çünkü yaptığı iş ile ilgili ne kadar yetenekli ve yaratıcı olurlarsa olsunlar bir GSM operatörü desteği olmadan projelerinin hayata geçmesinin sıkıntılı olduğunu ve bir partner bulmalarının kaçınılmazlığını aktardı. Sektörde bu kanala ilişkin en değerli ortak Turkcell. Turkcell dışındaki opatörler açıkcası mobile pazar konusunda gereken özene ve vizyona o kadar da sahip değiller. Bu konu önemli bir sorun.

- Refik' e rakiplerini sorduğum da ise oldukça etkilendiğim bir yanıt aldım. Refik' e göre 4play' in yaptığı iş çok farklı ve bu konuda henüz rekabet yaratacak önemli bir marka yok etrafta. Pazarda benzer iş modelleri ile çalışan güçlü firmalar var olsada 4play farklılaşmayı başarmış durumda.

- Mobil dünyanın internet e göre çok avantajlı bir yanı bulunuyor. Herkes cep telefonu taşıyor ve nerede olurlarsa olsunlar ulaşılabilir durumdalar. Bu durum ve eldeki veriler önümüzdeki yıllarda mobil sektörün web 2.0 entegrasyonu ile çok daha hızlı büyüyeceğinin önemli bir göstergesi. İnternet Mobil ile işbirliği yapmak zorunda. Bu konuda Refikle aynı kanaatteyim.

- Refik, yapılan "internet" toplantılarında yüzünü görmek istediğim bir kişi. Kendisine bu toplantılara neden katılmadığını sordum. Refik öncelikle işlerinin yoğunluğundan bahsetti. Ancak bu toplantıların kendisi açısından verimli olmadığını düşündüğünü de dile getiriyor. Önümüzdeki toplantılarda var olmasını temenni ediyorum.

- Digitalage' in Ağustos sayısında yazdığı yazıdan bahsettim. Yazının mobile-internet biçimlenmesini doğru bir şekilde özetlediğini ve yazının bu anlamda çok şey anlattığını aktardım. "Müziğin artık mobili makbul" adlı yazı neden cep telefonlarının internetten çok daha avantajlı olduğunu kolayca anlatıyor bizlere. Yazısı için teşekkür ettim.(bkz. Digitalage, Ağustos sayısı, s77)

- Mobil dünyaya yönelik önemli projeleri var Refik' in. Önümüzdeki aylarda bu projelerini hepimiz göreceğiz. Ancak şunu söyleyebilirim, Mobil pazar üzerine yapılacak çok şey var ve 4play bu konuda öncü olmaya hazır. Platform oluşturulması ve konunun çok yönlü ele alınması mümkün mecralarda tartışılması gerekiyor.

- Mobilasyon bu anlamda 4play ın ortaya koyduğu önemli bir proje. Proje niş bir konuda sosyal bir ağ oluşturmayı amaçlıyor. Türkiye'nin bu konuda ki ihtiyacını karşılayacak neredeyse tüm araçları içeriyor site. Ben yakın dönemde Mobilasyonun bu konuda başvuru kaynağı olabilecek potansiyele sahip olduğu görüşündeyim. Biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu düşündüğüm mobilasyon' un tasarımı ve kullanım araçlarını da çok beğendiğimi ilettim Refik' e

- Tüm bunların yanında duyarlı kişiliğini yansıtacak bazı konulardan bahsettik. Özellikle internet sitelerinin kapatılmasına ilişkin olarak O' da "elimiz kolumuz bağlı kalmamalı" görüşünde. Bu süreçte 4play i de aramızda göreceğimiz gerçeği beni mutlu etti.

- Refikle Recep'in Tavuğu Turkcell kampanyasını tartıştık. Ben bu kampanyanın Turkcell'in bu günü kadar izlediği strajinin dışında kaldığı görüşündeyim. Ancak Refik' in "önümüzdeki dönem devreye alınacak olan hat geçişleri ile ilgili düzenleme bu kampanya sürecini başlatan önemli bir föktör. Turkcell bu süreçte eli boş kalsın istemiyor ve doğru bir adım atarak -birazda risk alarak- bu kampanyayı yapıyor." sözleri oldukça önemli geldi bana. Zira sonrasında Turkcell' in tek rakibinin Telekom olduğunu ve bu sürecin Telekom' un Turkcel üzerine geliştirdiği pazarlama strajilerinin bir çıktısı olarakta görülebileceğini ekledi sözlerine. Açıkcası konuştuğumuz bu önemli konu oldukça dikkatimi çekti. Telekom' un Turkcell'i arzu ettiği "korku" noktasına çekiş hikayesini Refik ten dinlemenizi isterim.

Konuştuğumuz tüm konuları elbette -yine- paylaşamadım sizinle ancak bu başlıkların ayrıntılı düşünülmesi gereken düşünceler içerdiği görüşündeyim.

Etohum toplantılarına bir eleştiri (limon)

Category:

Önümüzdeki Çarşamba günü resmi olarak 4. sü düzenlenecek olan Etohum toplantılarının sonuncusundan sonra toplantıların seyrine ilişkin kişisel bir endişem ortaya çıktı.

Etohum' un ana fikri "girişimci" ve "yatırımcı" yı bir araya getirmek üzerine kurulu. Aynı zamanda "fikri olanların" bir girişim için "beyin fırtınası" yaptıkları önemli bir sonuç toplantısı olarak konumlanıyor. En güzel örneğini Takas Merkezi' nin konuk olduğu toplantıda gördük.

Her geçen gün katılımcı sayısı artıyor ve toplantının yapıldığı mekan yetersiz kalıyor. Bu durum herkes gibi beni de çok heyecanlandırıyor. İnternet girişimi adına teşvik edici ve aynı zamanda umut vaad edici.

Ancak son toplantıda Hurtürk kardeşlerin konuk olduğu(Mert Erkal' dan çaldım bu ifadeyi) wridea.com üzerine yapılan toplantı sonrasın da küçük bir endişe belirdi içimde. Neden mi?

Toplantı konukları bize başarı hikayelerinden bahsedip, hiç bir yatırımcıya ihtiyaç duymadıklarını, 8 yıldır sabırla türk kimliğini saklayarak ve pazarlama araçlarını mümkün olduğunca kullanmayarak başarıya vardıklarını anlattılar. Aynı zamanda Wridea' yı 30 bin kullanıcıya varana kadar ki süreçte üvey evlat gibi görüklerini aktardılar. Hala da gelir getirmemesi nedeniyle bu muameleye tabi bir site vardı karşımızda.

Açıkcası bu başarı heyecan verici ve önemi yadsınamaz kesinlikle. Ancak Etohum toplantılarının (haddimi aşarak yazıyorum) amacının dışında bir konuk olduğu görüşündeyim bu öykünün. Karşımızda bilgiye, fikre ve yarıtımcıya ihtiyacı olmayan ve bize sadece bir girişimci olarak nasıl "şanslı" olunuru anlatan bir konuk bulunuyordu. Bu durumun toplantılara katılımı düşüreceği ve Etohum toplantılarının amacını değiştireceği düşüncesi hakim bende.

Umarım yanılıyorumdur.

Benim internetim

Category: ,

Bir süredir web sitelerinin bizim için önemi üzerine düşünüyorum. Daha önce Flickr, kişisel blog ve Linkedin linklerinin doğru güncellenmesi ve amaca uygun kullanılması halinde iş başvurularında CV değeri taşıyacağını düşündüğümü çok defa söylemiştim. Ancak buna ek olarak farklı siteleri de hayatımıza katmamız gerekiyor. Eğer interneti hayatımızı kolaylaştıran bir dünya olarak görmek istiyorsak.

Facebook : Bu sitede sosyalleşmiyorum. Benim için en değerli yani çok ayrıntılı bir adres defteri oluşu. Aynı zamanda eventlerden haberdar oluyorum. Gmailime bir uyarı maili düşmeden ziyaret etmiyorum.

Netvibes : Bu site twitter widgetı ve blog RSS lerim için kullandığım "okuma" alanım. Güncel kalmamı sağlıyor.

Flickr : Fotoğraf palaştığım bir gerçek. Ancak flickr üyeliğime başladığımdan beri düzenli olarak bir amaç için kullanıyorum. Bence önümüzdeki yıllarda CV yerine 3 adet link verilmesi yeterli olacak. Bunun nasıl olacağını göstermeye çalışıyorum.

Twitter : Twitter' a ilk çıktığı dönemde her gün giriyordum. Twittervision.com' a da. Ancak Netvibes tan yönetebildiğim için neredeyse hiç ziyaret etmiyorum artık. Şimdi ki dönemde Twitter' ın hangi yeni amaçlarla pazarlama da kullanılabileceği üzerine düşünüyorum sürekli.

Linkedin : Flickr gibi ileride kullanılacak önemli 3 linkten birisi olarak görüyorum. Düzenli olarak güncelliyorum ve kontaklarımı özenle biriktiriyorum. Linkedin, fotoğraf upload una izin verdiği günden beri hakkındaki görüşlerimi çok az olumsuza çevirsede kullanmaya devam ediyorum.

Blogger ve Wordpress : Bloglarımı yönetmek önemli bir iş. Vazgeçemem. Gelecekteki önemli 3 linkten birisi kişisel blogları olacak görüşündeyim.

FriendFeed :
Sosyalleştiğim site. Çok amaçlı kullanılabilir bir yapısı var. Şuan için beni internette sürekli kılmayı başaran önemli bir mecra. Netvibes, twitter, facebook v.b. siteleri çok daha az ziyaret etmemi sağlıyor.

Bu siteleri özellikle seçtim. Çok sayıda siteyi hergün ziyaret ediyorum. Ancak adını yazdıklarım sadece aktif internet kullanıcısı kişilerin (geek) değil, herkesin sık ziyaret etmesi muhtemel siteler. Eğer bu siteleri ziyaret etmiyorsanız bence henüz internet gerçeğini anlayabilmiş sayılmazsınız. Ayrıca sadece ziyaret etmek değil bu siteleri kendinize özel bir kullanım amacı ile tık lamınız çok değerli.

Bu yazı da kullanılan fotoğrafı flickr da görmek için tıklayınız.

Burak Büyükdemirle sohbet

Category: , ,

Dün yemek.name' nin kutlama parti(!) sinden çıktıktan sonra Oktay ile birlikte Burak Büyükdemir' i ziyaret' e gittik. Yaptığımız sohbet anında "moleskines" e notlar almayı da ihmal etmedim elbette. Sizlerle yaptığımız konuşmada değindiğimiz bazı konuları paylaşmak istiyorum.

- Burak'ın odasının duvarına asılı "Goril" logolarını inceledik. Oktay' ında tasarımlarının yer aldığı seçenekler arasında neden zorlandığını anlamamı sağladı. Uzun süredir logo konusunda bir karar veremeyişinin nedenlerini konuştuk. Bir iş fikrinin logo seçiminin değerini anlamak için Burak' ın "aylardır bir karar veremedim. Bu logo bir çatıyı birleştireceği için çok önemli. Bu nedenle bir türlü karar veremiyorum" cümleleri kesinlikle kulaklara küpe olacak çağrımlar içeriyordu.

- Son dönemlerde internet sitelerinin kapatılmasına ilişkin Burak' ın görüşlerini aldık. Önümüzdeki günlerde "blog yazarları" olarak bu konuda ortaya somut faydalar koyacak bir takım görüşmeler yaptığım bu dönemde Burak' ın "işin içinde kötü niyetler de söz konusu, konu yalnızca yasalar ve hukuk karar vericilerinin kusurlarından ibaret değil. İşin içinde bu kapatmalardan fayda sağlayan farklı "güç"ler de var." yorumu konuya ilk kez bu açıdan bakmamı sağladı.

- Blog yazarlarının ve internet girişimcilerinin bir araya gelmek için oluşturdukları "geeklunch-maslunch-etohum" gibi platformların nasıl hızla büyüdüğünü paylaştık. Dünkü toplanmaya katılamayışının üzüntüsünü gülümsemesinin altında sezinledim. Bu çok değerli bir his.

- Superonline'ın Telcom satın alması sonrası geçireceği süreci anlamaya çalıştık. "superonline.com" un ne olacağına dair kararsızlıklarının var olduğunu ve belkide portalın adının ve/veya içeriğinin değiştirilebileceğini hatta "superonline.com" un tamamen kaldırılacağını öngördüğümüz bir fikir paylaşımı yaşadık. Superonline.com' un yenilenme projesinin başında olan kişiler arasında olduğumuz için Oktayla bu konuda ki endişelerimizin duygusal boyutu söz konusu olsada Telcom yönetiminin böyle bir karar alması çok ciddi bir hata olur düşüncesindeyim.

- Nokta A.Ş ile ilgili son günlerde bir yazı hazırlamaya çalışıyorum. Nokta A.Ş yi iyi tanıyan Burak, Nokta A.Ş. hiyakesini çok ilgi çekici bulduğunu ve Türkiye' de 6 ortaklı bir benzer bir yapının bulunmadığını söyledi. Burak' ta benim gibi izlesene.com' un hala ayakta oluşunun Nokta A.Ş. olduğunu düşünüyor. Ortakların "dağcılık" kültüründen geliyor olmalarına dikkat çekti. "Birlirlerine hayatlarını emanet etmiş insanlar" yorumu oldukça önemli bence. Nokta A.Ş. ile bu ay içerisinde gerçekleştirmek istediğim röportaj için fikirlerini aldım.

- Türkiye' de twitter v.b. projelere yatırımcıların henüz ilgi göstermediği gerçeği üzerine sohbetimize devam ettik. Burak, katma değer yaratan ve gelir modelleri alışılmışın dışında oluşan bu projelerin öneminin Türkiye' de henüz anlaşılmadığını düşünüyor. Bu konuda daha önce "UnitedPlankton" olarak ortaya koymaya çalıştığımız ancak yazılım sorunları nedeniyle henüz var olmayan bir projeyi de örnek göstermesi bizi çok mutlu etti. Burak bu tarz projelerin ingilizce olarak servis edilmesinin şart olduğunu bir çok kere vurgulayarak "eğer türkçe ise sadece Türkiye de konuşulan bir iş olarak kalıyor, yurt dışında tanınması ancak ingilizce olmasıyla ile mümkün" dedi. Aynı fikirde olduğum bu konuda önemli diye düşünüyorum. Ancak konuya sadece "dil" çerçevesinden bakmadığımız bir sohbet olduğunu eklemem gerekiyor.

- Türkiye' deki yatırımcı profili gibi girişimci profilininde farklılığını konuştuk. Bu noktada, girişimlerin en problemli aşamasının yazılım olduğunu masadaki üç kişi de ayrı ayrı dile getirdi. Burak, "1. iş, tek odak olmalı mutlaka ve projeye bakarken
ben bu işi 10-15 yıl boyunca yapabilirim diyebildiğin projeyi etraflıca düşünerek ortaya koymalısın ki çok başarılı olsun
" diye eklerken girişim fikri olanlara önemli bir şeyler söylemiş oldu bence. "My Dream Work" demeden peşine düşmemek gerek gerçekten.

- Yazılım sorunun temelinde yazılımcıların olmadığını ifade etmesi en çok dikkatimi çeken konuydu bu hususta. Burak' a göre sorunun kaynağı "insan yönetimi". "İnsan yönetimi yapamıyorsan sorun neden yazılımcı da olsun ki" görüşü oldukça manidar açıkcası.

Türkiye' de "yatırımcı - girişimci" üzerine odaklanan değerli dost Burak Büyükdermir'in aramızda bulunmasının önemini yeniden hatırlattı bana. Kendim ve Oktay adına çok doyurucu bulduğum bu sohbetleri sıklaştırmak bünyemize iyi gelecek sanırım.

Not :
Bir aksilik olmazsa (Refik'le Paris biletimi takas edeceğim) Burak' la (Tunç Kılınçla da:)) 24 ünde Bodrum dan başlayacak 4 günlük bir tekne gezisi bizi bekliyor. Bu sohbetten sonra buna daha çok sevindim.

Büyük Ankara Festivali

Category: ,

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 1-9 Ağustos tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (Hipodrom Alanı)düzenlenmeye başlayan Büyük Ankara Festivali, tatile gidemeyip Ankara'da kalanlar için iyi bir eğlence mekanı. Ünlü bir çok sanatçının konserlerinin yanı sıra kültürel etkinlikler de göz doldurur nitelikte.

Festival alanında yer alan stantlarda Ankara Genç Sanayici ve İşadamları Derneği ile Ankara Sanayi Odası üyesi iş adamları ve şirketler ürünlerini sergiliyorlar. Her gün stantlarda düzenlenen ödüllü yarışmalarda birbirinden ilginç ödüller veriliyor. Ankara’daki çeşitli spor kulüpleri alanda gösteriler düzenlerken, büyükelçilikler ülkelerini tanıtıcı etkinlikler gerçekleştiriyor. Başkentteki üniversiteler kendi stantlarında okullarını tanıtıcı faaliyetlerde bulunuyor. Festival alanında kurulan “Sanat Sokağı”nda, şiir dinletileri ve stand-up gösterilerinin yanı sıra halk oyunları gösterileri yer alıyor. Dev plastik oyuncak kaydıraklar, gokart mini otomobil yarışları, plastik yüzme havuzları, dev şişme oyuncaklar, penaltı atış noktaları bulunan festival alanında, buz pateni, langırt ve basketbol yarışmaları düzenleniyor.

Festival alanı her gün 14.00’ten itibaren gece yarısına kadar açık. Belirlenen semtlerden de servisler temin edilmiş.

Güzel ve Ankaralılar için daha önce keşfi yapılmamış bir festival. Ancak kapatılan yolların, yarım kalan inşaatların, tamamlanması gereken onlarca projenin varolduğu bir dönemde ilk defa düzenlenen böylesine şaşaalı bir festivalin önceliği tartışma konusu olabilir bence.

Oktay bana logo yapsana...

Category: ,

Mothandmoth blogu için canım arkadaşım Can Oktay Heper' den uzun zaman önce vakit bulduğunda bir logo yapmasını rica etmiştim. Yoğun iş temposunun arasında biliyordum ki eziyet çektirecek bir uğraş olacaktı O'nun için. Sabırla bekledim...bekledim...bekledim:)

Son dönemlerde "oktaybanalogoyapsana.com" adıyla bir blog açmayı bile düşündüm ciddi ciddi. Ama Oktay unutmamıştı ve bana iki tasarım çalışması yolladı dün. İki çalışmayı da çok sevdim. Kendisine buradan : "Tasarım aşkına, harikasın" demek istiyorum.

Açıklama : Elbette ki logoyu kullanmadan önce bir template çalışması gerekecek

Sizce hangi logoyu kullanmalıyız? yorumlarınızı bekliyorum...

Not : Aynı zamanda "Devletşah" ın bugün yazdığı "blog yazmayı neden seviyorum" yazısını okuyunca mothandmoth' u neden bu kadar çok sevdiğimi düşündüm. Devletşah cevabı vermişti aslında "Ben aslında paylaşmayı seviyorum. Öğrendiklerimi, mutluluklarımı, hüzünlerimi..."

Kutlama : Devletşah' ın Yemek.name' si bir yaşını doldurdu. Bu değerli çalışmayı blogundan geri sayımla duyurduğu zamanı hatırladım. Ne mutlu...

Ergene.com süreci – Bir site daha kapatılıyor mu?

Category:













Süreç öncesi bir gtalk konuşması

SAAT : 18:30
Melin Kayrahan : Selam onlayın olunca bi ses verebilcen mi :)
muhtar doymus: yes verdim
Melin Kayrahan: :) naber abi
muhtar doymus: şeftali yiyordum:D iyiyim sen nasılsın
Melin Kayrahan: oh maşallah :) ben de buz kola içiyom
muhtar doymus: oda iyiymiş
Melin Kayrahan: ;) “Baba” aradı. Bu hafta yapacağımız giklanç için der ki
muhtar doymus: evet süprizi var kesin :D
Melin Kayrahan: “Maslanç” ile “Giklanç” ı bu haftalığına birleştirip İstinyede yapsak ergene.com’ unda 1.yılı felan dedi süprizlerim var dedi.
muhtar doymus: hmm...iyiymiş
Melin Kayrahan: :)
muhtar doymus: ok abi
Melin Kayrahan: konuşayım çocuklarla
muhtar doymus: “Giklanç” güme gitmiyor değil mi?
Melin Kayrahan: onlar ok derse orası bize uyar dedim
muhtar doymus: uyarım
Melin Kayrahan: aslında gidecek gibi ama gitmeye de bilir
muhtar doymus: kurabiyesini yiyelim “Baba”nın
Melin Kayrahan: az önce de Biray aradı, bıdı bıdı yapmayın dedi 
muhtar doymus: Oo güzel Biray da geliyorsa
Melin Kayrahan: gelmez mi meslanç’ın elebaşısı O
muhtar doymus: başka kim davetli?
Melin Kayrahan: Özgenç'le bi konuşmak lazım asıl bu hafta bize “Analiz” yapacaktı O. Sen ok isen istersen konuşayım Özgenç ile
muhtar doymus: tel deyim bi sn “Büyükbaş”la konuşuyorum
Melin Kayrahan: ok ;) slm söyle hehe
muhtar doymus: “Giklanç” Perşembe olacakmış “Eee torun” da
Melin Kayrahan: “Eee torun” Perşembe abi :) “Gik” Çarşamba
muhtar doymus: ok ok Gik Çarşamba
Melin Kayrahan: “Eee torun” Perşembeye aldık artık
muhtar doymus: Büyükbaş’ı çarşamba ziyaret edeceğim de
Melin Kayrahan: malum
muhtar doymus: “Eee torun” Perşembeymiş
Melin Kayrahan: Çarşamba kaçta gideceksin peki abi “Gik” e ters düşer mi
muhtar doymus: ok yim bu arada Özgenç’i ara sen
Melin Kayrahan: tmm konuşup sana dönerim abi
muhtar doymus: ok dir

SAAT : 19:19
Melin Kayrahan: abi selam
muhtar doymus: yes
Melin Kayrahan: Özgenç le konuştum durumu çok belli değilmiş çarşamba için ama bir şey olmazsa gelirim dedi
muhtar doymus: ok dir
Melin Kayrahan: o zaman bu hafta “mes-gik” elele :D
muhtar doymus: ne güzel:D süprizler de var :D:D
Melin Kayrahan: hehe
muhtar doymus: abi bilg. başında olmayacağım bi süre kalktım bilgin olsun
Melin Kayrahan: bi sn bi sn :)
muhtar doymus: hm
Melin Kayrahan: abi
muhtar doymus: emret
Melin Kayrahan: bu görüşme ile ilgili olarak Gökten ile konuşayım mı?
muhtar doymus: konu?
Melin Kayrahan: cevap mı bekliyoruz “oggle” muhabbeti
muhtar doymus: aktar elbette ismini verdim :D
Melin Kayrahan: önceden haberi olsun dedim de :)
muhtar doymus: elbette onu arayacakları için değil ama listede ismi var bilsin tabe
Melin Kayrahan: hehe peki hadi kaç abi sen :) tutmiyim
muhtar doymus: ok dir
Melin Kayrahan: görüşürüs ;9


SAAT : 19:30
muhtar doymus: geldim
Melin Kayrahan: bu kadar çabuk mu yaa :D
muhtar doymus: yahu bi koşu gittim geldim 10. kattaki Muharrem Amcaya ekmek aldım:D:D
Melin Kayrahan: :D auahua Gökten ile konuştum ayaklancaz mı dio :D “hazırım” dedi :)hehe
muhtar doymus: elbette harekete geçme zamanıdır


HABER - basından dinliyoruz.

devletyoutubeukapatma.com kurucusu "Gökten Otuz" dan 3 gündür haber alınamıyor

SAAT : 19:33
Melin Kayrahan: :D auhauah biri “Ver hazzı” da “Eee torun” la ilgili ilginç yorumlar yazmış ama şu kısmına koptum bizler internet sektöründe örgütmüşüz.
muhtar doymus: :D:D:D
Melin Kayrahan: ergene.com olayı demiş :D auhauha
muhtar doymus: kısmen doğru sayılmaz mı
Melin Kayrahan: hehe ergene.com muyuz biz :D
muhtar doymus: ele başı kim çok merak ediyorum ergene.com hahahaahahahahah
Melin Kayrahan: seen abi ben olacak halim yok ya beraat ederim :D uahuah
muhtar doymus: o nereden çıktı yahu önderliğini çoktan ilan ettim. Melin, sıyrılamazsın Giklanç’ı senin önderliğinde yaptık :D

DAVA SÜRECİ – Mahkeme salonu

Melin Kayrahan : hakim bey yehu payps annattıydım wala suçsuzum
Hacı (Hakim): ne anlattım dedin yavrum, demek örgüte ait bir "tag"
Melin Kayrahan: bilirkişi atansın davaya lütfen
Hacı (Hakim): yahu payps
Melin Kayrahan: tag ???
Hacı (Hakim): yahu payps nedir? kimdir? yada kaç kişidir?
Melin Kayrahan: örgüt mü bunlar bilmiyorum ki
Hacı (Hakim): kayıtlarda bir takım bahçelerde toplanıldığı yazıyor doğru mu? bahçe sahipleri tetkik edilsin, umuma açık mekanlarda gruplaşmalar tespit edilmiş.
Melin Kayrahan: Mali desteği Oktay bey sağladı, Muhtar Doymuş aracılık etti
Hacı (Hakim): ergene.com' un çeşitli hedeflere "girişimci" dedikleri özel bir teşkilat ile
Melin Kayrahan : hı?
Hacı (Hakim): saldırı planı mevcut mu? “girişimci” denilen bu özel güç kaç kişiden oluşuyor? hangi dış mihraklardan besleniyor?
Melin Kayrahan: Estihayır besliyor.
Hacı (Hakim): yahu payps ile bağlantısı nedir?
Melin Kayrahan: pizacı mex de işin içinde
Hacı (Hakim): Estihair demek…hmm
Melin Kayrahan: koptum..suuu
Hacı (Hakim): sayın savcım bu olay sandığımızdan çok daha büyük
Melin Kayrahan: hakim bey 3 aylık cezamı 1 aya indiremez misiniz acaba
Hacı (Hakim): Melin Kayrahan adındaki önder görünümlü kişiliğin tevkif ine
Melin Kayrahan: he hacı be 1 ay be he haciosman hadi be
Hacı (Hakim): Estihayır ve pizacı mex in davaya dahil edilmesine
Melin Kayrahan: ühühühühü
Hacı (Hakim): Baba nın hapishane de bulunan yakınlara yemek götürmesinin engellenmesine
Melin Kayrahan: 
Hacı (Hakim): Melin Kayrahan adlı sanığın sözlü ifadesinin alınması ve bu süre zarfında tek başına internetsiz bir hücrede
Melin Kayrahan: hayııııııııııırrrrrrrrrrrr
muhtar doymus: bekletilmesine karar verilmiştir
Melin Kayrahan: yaşayamam internetsiz
muhtar doymus: alın götürün bunu
Melin Kayrahan: bari bi hatun ver yanıma be hacı
Hacı (Hakim): hadi oradan
Melin Kayrahan: canım sıkılmasın madem internet yok he hacı be
Hacı (Hakim): bunları yaho payps a önderlik ederken düşünecektin evladım
Melin Kayrahan: yaşasın zafer kahrolsun sm-oggle

Mahkeme Salonunda dışarıdaki sloganlar işitilir.
payps payps payps payps

Hacı (Hakim):
tivitır davasının görüşülmesi için yarın burada tarafların hazır bulunmasına karar verilmiştir

HABER - basından dinliyoruz


Sayın seyirciler bugün istanbul’da görülen ergene.com davası sanıklarından Melin Kayrahan’nın yeniden dinlenmek üzere internetsiz bir hücrede bekletilmesine, pizzacı mex ve estihayır’ ın bir sonraki davaya davet edilmesine, “yahu payps” ve girişimci” adlı örgüt organlarının araştırılmasına, tivitır davasının ise yarın başlamasına karar verildi.

Dava sırasında sanık Melin Kayrahan “kahrolsun sm-oggle” diye bağırırken destekçilerinin “payps” diye bağırmaları dikkat çekti.

Polis geniş güvenlik önlemleri almasına rağmen bazı taşkınlıklar engelenemedi. Mahkeme salonuna bilgisayar sokmak isteyen bir "girişimci" polis tarafınfan engellendi.

Girişimci, salona internet i sokarak davayı protesto etmek istediğini açıkladı.Bu sırada ergene.com ölmez internet bölünmez sloganları atan kalabalık dağıldı.

NOT : Bu hikaye de adı geçen kişiler ve olaylar gerçek hayattan esinlenilmiş.

NOT2: Bu yazı internet sitelerinin kapatılmasına ilişkin kararları protesto etmektedir.

Kendi widget ınızı tasarlayın

Category:

internet pazaramanın en iyi araçlarının widget lar olduğuna inanıyorum. Çok çeşitli konularda yapılacak çalışmaların mutlaka widget larla desteklenmesi gerektiğini ve Viral Pazarlama' nın en iyi araçları arasında yer alan widgetların yerinde kullanılmasının iş planlarına çok şey katacağını düşünüyorum. Çok daha düşük maliyetle, yapacağınız çalışmanın gönüllüler tarafından desteklenmesini veya kullanıcalar için sitenizin çok daha fazla mecrada görüntülenmesini istiyorsanız sizde widget ınızı tasarlayarak işe başlayın.

Tasarlamak için tıklayınız.

Visit the Widget Gallery

Viral Pazarlama

Category:

Terim 6 : Viral Pazarlama

Açıklama : Daha sonra salgın bir hastalık gibi kişiden kişiye yaylısın diye planlı bir şekilde bir fikrin ya da bir ürünün bir virüs gibi serpilerek pazarlamasıdır.

Kaynak

Related Posts with Thumbnails