Burak Büyükdemirle sohbet
Category: Bizden Haberler , Düşüncelerimiz , İpuçları
Dün yemek.name' nin kutlama parti(!) sinden çıktıktan sonra Oktay ile birlikte Burak Büyükdemir' i ziyaret' e gittik. Yaptığımız sohbet anında "moleskines" e notlar almayı da ihmal etmedim elbette. Sizlerle yaptığımız konuşmada değindiğimiz bazı konuları paylaşmak istiyorum.
- Burak'ın odasının duvarına asılı "Goril" logolarını inceledik. Oktay' ında tasarımlarının yer aldığı seçenekler arasında neden zorlandığını anlamamı sağladı. Uzun süredir logo konusunda bir karar veremeyişinin nedenlerini konuştuk. Bir iş fikrinin logo seçiminin değerini anlamak için Burak' ın "aylardır bir karar veremedim. Bu logo bir çatıyı birleştireceği için çok önemli. Bu nedenle bir türlü karar veremiyorum" cümleleri kesinlikle kulaklara küpe olacak çağrımlar içeriyordu.
- Son dönemlerde internet sitelerinin kapatılmasına ilişkin Burak' ın görüşlerini aldık. Önümüzdeki günlerde "blog yazarları" olarak bu konuda ortaya somut faydalar koyacak bir takım görüşmeler yaptığım bu dönemde Burak' ın "işin içinde kötü niyetler de söz konusu, konu yalnızca yasalar ve hukuk karar vericilerinin kusurlarından ibaret değil. İşin içinde bu kapatmalardan fayda sağlayan farklı "güç"ler de var." yorumu konuya ilk kez bu açıdan bakmamı sağladı.
- Blog yazarlarının ve internet girişimcilerinin bir araya gelmek için oluşturdukları "geeklunch-maslunch-etohum" gibi platformların nasıl hızla büyüdüğünü paylaştık. Dünkü toplanmaya katılamayışının üzüntüsünü gülümsemesinin altında sezinledim. Bu çok değerli bir his.
- Superonline'ın Telcom satın alması sonrası geçireceği süreci anlamaya çalıştık. "superonline.com" un ne olacağına dair kararsızlıklarının var olduğunu ve belkide portalın adının ve/veya içeriğinin değiştirilebileceğini hatta "superonline.com" un tamamen kaldırılacağını öngördüğümüz bir fikir paylaşımı yaşadık. Superonline.com' un yenilenme projesinin başında olan kişiler arasında olduğumuz için Oktayla bu konuda ki endişelerimizin duygusal boyutu söz konusu olsada Telcom yönetiminin böyle bir karar alması çok ciddi bir hata olur düşüncesindeyim.
- Nokta A.Ş ile ilgili son günlerde bir yazı hazırlamaya çalışıyorum. Nokta A.Ş yi iyi tanıyan Burak, Nokta A.Ş. hiyakesini çok ilgi çekici bulduğunu ve Türkiye' de 6 ortaklı bir benzer bir yapının bulunmadığını söyledi. Burak' ta benim gibi izlesene.com' un hala ayakta oluşunun Nokta A.Ş. olduğunu düşünüyor. Ortakların "dağcılık" kültüründen geliyor olmalarına dikkat çekti. "Birlirlerine hayatlarını emanet etmiş insanlar" yorumu oldukça önemli bence. Nokta A.Ş. ile bu ay içerisinde gerçekleştirmek istediğim röportaj için fikirlerini aldım.
- Türkiye' de twitter v.b. projelere yatırımcıların henüz ilgi göstermediği gerçeği üzerine sohbetimize devam ettik. Burak, katma değer yaratan ve gelir modelleri alışılmışın dışında oluşan bu projelerin öneminin Türkiye' de henüz anlaşılmadığını düşünüyor. Bu konuda daha önce "UnitedPlankton" olarak ortaya koymaya çalıştığımız ancak yazılım sorunları nedeniyle henüz var olmayan bir projeyi de örnek göstermesi bizi çok mutlu etti. Burak bu tarz projelerin ingilizce olarak servis edilmesinin şart olduğunu bir çok kere vurgulayarak "eğer türkçe ise sadece Türkiye de konuşulan bir iş olarak kalıyor, yurt dışında tanınması ancak ingilizce olmasıyla ile mümkün" dedi. Aynı fikirde olduğum bu konuda önemli diye düşünüyorum. Ancak konuya sadece "dil" çerçevesinden bakmadığımız bir sohbet olduğunu eklemem gerekiyor.
- Türkiye' deki yatırımcı profili gibi girişimci profilininde farklılığını konuştuk. Bu noktada, girişimlerin en problemli aşamasının yazılım olduğunu masadaki üç kişi de ayrı ayrı dile getirdi. Burak, "1. iş, tek odak olmalı mutlaka ve projeye bakarken
ben bu işi 10-15 yıl boyunca yapabilirim diyebildiğin projeyi etraflıca düşünerek ortaya koymalısın ki çok başarılı olsun" diye eklerken girişim fikri olanlara önemli bir şeyler söylemiş oldu bence. "My Dream Work" demeden peşine düşmemek gerek gerçekten.
- Yazılım sorunun temelinde yazılımcıların olmadığını ifade etmesi en çok dikkatimi çeken konuydu bu hususta. Burak' a göre sorunun kaynağı "insan yönetimi". "İnsan yönetimi yapamıyorsan sorun neden yazılımcı da olsun ki" görüşü oldukça manidar açıkcası.
Türkiye' de "yatırımcı - girişimci" üzerine odaklanan değerli dost Burak Büyükdermir'in aramızda bulunmasının önemini yeniden hatırlattı bana. Kendim ve Oktay adına çok doyurucu bulduğum bu sohbetleri sıklaştırmak bünyemize iyi gelecek sanırım.
Not : Bir aksilik olmazsa (Refik'le Paris biletimi takas edeceğim) Burak' la (Tunç Kılınçla da:)) 24 ünde Bodrum dan başlayacak 4 günlük bir tekne gezisi bizi bekliyor. Bu sohbetten sonra buna daha çok sevindim.
insan yönetimi sözüne %100 katılıyorum. bir de projelerde maalesef düzeltiler, revizeler hep bir sürü iş yapıldıktan sonra yapılıyor. bu hem tasarımcıya hem yazılımcıya bir yük. özellikle yazılımcıya yaptırılacak işin oldukça rafine edilmiş ve kesin çizgilerle belirtiliyor olması gerekiyor. yazılımcı insiyatif kullanmayı ve bazı şeyleri ona bırakılmasını sevmiyor. bir de kesinlikle yazılımcıya tasarım giydime html ve css yazdırma işi verilmemeli. bu formülle tek yazılımcı ile çok kısa sürede ve çok daha büyük web yazılım projeleri sonuçlandırılabilir. ama en büyük etken yazılımcıya ne istediğinizi bilerek gidin. buna karar verin.
Muammer, çok doğru kişilerle roportaj yapıyorsun :) Burak Hoca da ITU'den hocam olur ve aynı zamanda bana ücretsiz kariyer danışmanlığı verir sağolsun :) Neyse, sektör için ne kadar yararlı işler yaptığını hep birlikte izliyoruz! Bana çok şey kattı, kendisine teşekkür ediyorum tekrar :)